Sümerliler, süper iletkenliğin gizemini ve teknolojilerini biliyor ve kullanıyorlardı. Gençlik pınarı, şifa, uzun yaşamın sırrı (neg-entropi) ve simyasal tüm hareketlerin altında altın oran bazlı fraktal simetri yatmaktadır.
Monoatomik karbon (bkz. Dr Keshe -Magrav cihazı, Tesla Motorları), soy gazlar, platinyum metal grubu… vs hepsinin ortak özelliği, moleküler yapılarının dodeka-ikoza simetrisi taşıması (d & f subshell) ve elektron yapılarının da atom çekirdeğine fraktal olmasıdır. Atomik tablodaki bütün atomların moleküler yapıları altın oran simetrisi içermezler. Ama biyoaktif alan yaratan ve süper iletkenlik, sıfır elektrik direnci gibi nitekliklere sahip yapılar altın oran simetrisi içermektedirler.
Monoatomik altının da birçok benzerliği bulunmaktadır. Laurence Gardner kitabında, İbranice’de kullanılan “Cennet” kelimesinin, İsraillilerin, monoatomik altının etrafında bulunan elektrik alanını ifade eden ve spiritüel bir fikir olan ölümsüzlük konsepti ile direk bağlantılı monoatomik bir elektrik alanı olduğunu anlatıyor.
Soğuk plazma alanı olan insan aurasının büyüme ihtiyacı da böyle bir elektrik alanına ihtiyaç duymaktadır. Pek yakında bu konuda geniş kapsamlı bir makale yayınlayacağım.
Dan Winter, Paris’deki Champs-Elysees (Champs: elektrik alanı – Elysees: ilüzyon alanı) caddesinin ilüzyon alanının elektrik alanı analamına geldiğini ifade etmekte. Yani fraktal bir alan, uyum alanı (faz uyumu) olduğunu anlatmakta. Başka bir deyişle, faz dağılımının mükemmel olduğu bir elektrik alanı.
Peki monoatomların etrafında bulunan elektrik alanı nasıl oluyor da bu kadar mükemmel dağılım özelliği sergileyebiliyor?
Mesela, karbon atomunun 4 yapısal durumu vardir. Amorf, grafit, elmas ve karbon 60 (C60, Buckminsterfullerene). Doğal elmas karbon yapısı, oktahedron (8 yüzlü) formundadır. Oktahedron yapısındaki karbonu alıp uygun koşullarda enerji yüklemesi yaparsanız (azıcık bir fotonik ışıma -mesela mum ışığı bile buna yeter) yapısı anında dodeka-ikoza formuna dönmektedir. YANİ: ALTIN ORAN BAZLI FRAKTAL YAPIya dönmekte ve nitelikleri artmakta! Bu vesileyle karbon yapısının merkezindeki elektrik alanının nitelikleri norm dışına çıkmaktadır. Artan nitelikleri sıfır elektrik direnci, süper iletkenlik, manyetik alanlardan etkilenmeme gibi ifade edebiliriz.
Fareler üzerinde uygulanan deneylerde, antioksidan özelliği gösteren C60 karbon molekülü (yukarıdaki resim), vücuttaki oksidatif stresi azaltmak suretiyle farelerin yaşam süresini %90 uzattığı bilimsel olarak ölçülmüştür. Burada belirttiğimiz %90 oranı pek sık karşılaşamayacağınız bir orandır. Bu nedenle, gram fiyatı, altının gram fiyatından daha pahalıdır! Bunun yegane sebebi, C60 molekülünün altın oran bazlı fraktal (dodeka-ikoza, truncated icosahedron) simetrisinden dolayı, merkezcil yapıcı dalga etkileşimine izin vermesidir. Bu noktada; mevcut paradigma içerisinde sıkışıp kalmak ile yüksek nitelikli alternatif dünyalara açılma konusunda seçim yapmak istersek, bu seçime hangi yoldan gidebileceğimizle ilgili metaforu burada renklendirebileceğimizi düşünüyorum.
Öte yandan, bu konuları akademik alanda şimdilik bulamayacaksınız. Kimya hocanıza atomik yapıların neden altın orana döndüklerinde niteliklerinin arttığını sorabilirsiniz. Ama malesef bu soruya cevap alamazsınız. Henüz global eğitim sisteminin müfredatında yok. Çünkü bu bilimin gelişmesi tüm enerji sektörünü, sağlık sektörünü, eğitim sektörünü ve daha birçok alanı yıkacak güçtedir. Aslında bu konu, binlerce yıllık bir problemdir. Bu sebeple, Pisagor okulu tarafından açıklanması kesinlikle yasak olan bu bilginin ifşasının bedeli ölümdü (bkz. Hippasus, MÖ 5.yy)
Yüzyıl önce, Tesla’nın neden önü kesildiyse bugün de sistemin işleyişinde fazla bir değişme olmamıştır. Bu sebeple coğrafya hocanız size evrenin, güneş sisteminin altındaki altın oran ilişkisini, fizik hocanız size DNA, proteinler ve belli moleküler yapıların altındaki altın oran ilişkisini, mimari hocalarınız size altın oran bazlı yerleşim alanlarının aura gelişimi ile ilgili ilişkisini anlatamayacaklardır.
Teknik olarak monoatomik yapılarda atom stabil hale geldiğinde, merkeze doğru yıkıcı olmayan faz çöküşü mümkün olmaktadır. Bu noktada, süper iletkenlik ile beraber yük ışıması da (charge radience) mükemmel bir gül formu alır. Hatırlatmak isterim ki altın oran, çok romantik, (neg-entropik, elektriksel) bir sebepten dolayı, güzelliğin de tanımlayıcısıdır.
Aslında, tarihte ilk kez(!) neg-entropi, özdüzenleme, ters zaman akışı fizikte ispat edildi. Optik biliminde (yaklaşık 10 yıldır), optik faz uyumu ve 4 yollu birleşim deneylerinde dalga alanlarının bu özellikleri ölçülmekte.
Süper atom dedikleri, altın oran bazlı fraktal simetriden başka birşey değildir. Neden atomik yapı, altın orana dönüştüğünde süper iletkenlik nitelikleri kazanıyor? Çünkü sadece ve sadece altın oran, yapıcı dalga etkileşimine olanak sunmaktadır. Yapıcı dalga etkileşiminin optimizasyonu ve yüksek etki alanları (soğuk füzyon?), atomik yapıdan tutun, evrenin yapısına kadar her yerde ölçülmektedir.
Kritik olan konu, EĞER altın oran, yapıcı dalga etkileşimine çözüm ise, O ZAMAN, yapıcı baskıya da çözüm olmaktadır! Yapıcı baskı çözümünün inanılmaz alanlara etkisi vardır! Bunlardan en önemlisi, YER ÇEKİMİ!
Çekim kuvveti, Einstein’in açıklamaya çalışıp başaramadığı formüllerden biridir. O, çekim kuvvetinin, sonsuz baskı alanından kaynaklandığını biliyordu. Fakat kimse ona fraktalitenin ne olduğunu söylememişti! Zira fraktalite konusu, 1975’de Polonya asıllı matematikçi Benoit Mandelbrot’un matematiksel olarak kendisini ifade etmesini bekliyordu…
Kritik olan mesele, altın oran, fraktalitenin DORUK NOKTASIdır! (detay için tıklayın) Altın oran ve fraktalite konusu böyle önemli bir nedenden dolayı acilen eğitim müfredatına entegre edilmelidir. Bugün birçok akademisyen, araştırmacı ülkemizde fraktalite konusunda kitaplar, eğitimler, seminerler vermektedir. Ama neden bir tanesi bile fraktalitenin doruk noktasından bahsetmiyor?
Altın oran bazlı fraktal faz uyumu;
evrenin, farkındalığın, aydınlanmanın, yaşam enerjisinin, yer çekiminin, alfabe ve sembolün, rengin, mikrodan makroya maddenin ve diğer tüm merkezcil ve kendi kendini düzenleyebilen kuvvetlerin temeli olduğunu Dan Winter tarihte ilk kez tanımlamıştır.
Dan Winter (www.fractalfield.com) ile beraber bu bilgileri ilk kez Türkiye’de paylaşıyor olmaktan dolayı çok mutluyuz. Aslında, global eğitim müfredatında olmayan bir konuyu neden biz ilk kez müfredata almayalım? Neden bu konuda öncü olmayalım, teknolojiler geliştirmeyelim?
Tufan Güven
8 Ocak 2019
2019 Ezoterik Prag turumuz harika geçti. Detaylar ve fotoğraflar için tıklayın.
2 Comments